Çanakkale’deki Assos Antik Kenti’ndeki Toplu Mezarların ‘Et Yiyen’ Taşlarının Gizemi
Merhaba. Çanakkale’deki Assos antik kentini hiç ziyaret ettiniz mi? Gören bilir; Antik kentte yapılan kazılarda lahit mezarlara rastlanmıştır ve mezarlar eşsiz bir özelliğe sahiptir. Ne? Et yiyen mezarlar olduklarını. Bu içeriğimde Assos toplu mezarlarının nasıl ‘et yiyen’ lahitler olduğunu yazdım.
İyi okumalar dilerim.
Assos, M.Ö. M.Ö. 1000 ile 900 yılları arasında Midilli’den gelen Aeolian koloniciler tarafından kurulmuş, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde küçük, tarihi açıdan güçlü bir kasabadır.
MÖ 530’da Platon’un öğrencisi Hermias bölgeyi yönetti ve büyük bir refah getirdi, Assos’u dünyanın en büyük filozoflarından bazılarının merkezi yaptı. Assos da Aristoteles’in M.Ö. Burası MÖ 348’de Pythia ile evlendiği yer.
Assos’un bu ‘altın dönemi’ birkaç yıl sonra Perslerin gelişi ve Hermias’ın ölümüne işkence etmesiyle sona erdi. Persler, M.Ö. 334 yılında Büyük İskender tarafından sürgüne gönderilmiş ve Assos kenti 241-133 yılının ortalarında Bergama hükümdarları tarafından yönetilmiştir.
Ancak M.Ö. Bergamalılar 133 yılında Roma İmparatorluğu’na yenildikleri için şehrin kontrolü onlara geçmiştir.
Assos antik kenti, engin tarihinin yanı sıra toplu mezarlarda bulunan ve çok eski çağlardan beri son derece hızlı bir şekilde cesetleri parçalama yeteneğine sahip olduğu bilinen olağanüstü lahitleriyle de ünlü.
Bu nedenle Yunanca ‘et yiyen’ anlamına gelen ‘lahit’ kelimesinin kökeni Assos kentindeki taşlardan çıkmıştır. Romalı filozof Yaşlı Pliny, Assos’ta bulunan lahitler için “içine konan cesetlerin kırk gün sonra dişleri dışında tamamen kaybolduğunu” söylemiştir.
Cesedin ayrışması ve çürümesi normalde 50 ila 200 yıl sürerken, Assos mezarlarındaki cesetlerin sadece 40 günde tamamen parçalanması doğal olarak arkeologların ilgisini çekmiştir.
Assos nekropolü aslında şehrin doğusundan batısına doğru uzanır, ancak sadece batı kapısının dışındaki alan kazılmış ve incelenmiştir. 1981 yılından beri aralıksız kazı yapılan antik kentte M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenen andezit taşından yapılmış lahitlerin kendine has özelliklere sahip olduğu fark edilmiştir.
Bu ‘et yiyen’ lahitlerin Assos limanından Roma ve Mısır’a ticaretinin yapıldığı keşfedildi ve antik çağda lahitlerin Lübnan, Suriye ve Yunanistan’a ihraç edildiği ortaya çıktı. Bu mezarların genellikle iki metre uzunluğunda ve 80 ila 90 santimetre genişliğinde olduğu ve yaklaşık üç ton ağırlığında olduğu bulundu.
Yapılan araştırmalarda lahitlerin içine yerleştirilen beyaz bir element nedeniyle mezarlardaki cesetlerin kısa sürede çürüdüğü kanıtlanmıştır.
Bazı araştırmacılar lahitteki beyaz elementin ağırlaştığı ve bu elementin bedeni ayrıştırdığı görüşündedir. Yapılan kazılarda lahitlerde bulunan beyaz eşyaların şap olduğu ortaya çıktı.